SEYAHAT REHBERİ

Ruth Bölgesi ile Duisburg arasında yer alan ve “Nehrin üstündeki şehir” olarak anılan kent Mülheim’e hoşgeldiniz. 

Kış sporlarına ve soğuk mevsime düşkün gezginleri heybetli dağları, bembeyaz caddeleri ve sessiz restoranları ile Kirovsk kendine çekmektedir. 

Polonya’nın kuzeyinde, Silezyan Bölgesinin başkenti Katowice, hem Rus hem de klasik bir Avrupa şehrinin dokunuşlarını taşımaktadır. 

Açık yeşilin kiremit rengiyle birleştiği, mavi kubbeli sarayların nehre nazır durduğu, büyük bir yüz ölçümünün yemyeşil parkla kaplandığı şehir Kalmar, İsveç’in donuk algısından çok uzaktadır. 

Alsas-Loren bölgesinin başkenti Colmar, Yeni ve Orta Çağın bir karışımı olarak karşımıza çıkmaktadır. 

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bir süreliğine başkentlik yapan şehir Bonn, günümüzde hala bu onuru ziyaretçilerin iliklerine kadar hissettirmektedir. Rheinaue Nehri’nin ikiye böldüğü şehir, nehrin çevresinde tüm güzelliğiyle yayılmaktadır. 

Fransa ve İsviçre’nin sınırında uzanan, kiremitten çatıları ve irili ufaklı serpiştirilmiş ağaçları, bulvarları ve parkları ile Belfort ziyaretçilerini sakin bir şekilde karşılamaktadır.

Sinjorenlerden oluşan yerel halkının naif ve sıcakkanlı yapısıyla Anvers yarım milyonluk nüfusa sahiptir. 

En ünlü, turistik şehri Reykjavik olsa da İzlanda doğa güzelliklerinin farklı kentlere dağıldığı bir ülkedir. 

Kenarına kurulduğu Guayaquil Körfezi’nden adını alan ve diğer yanı Guayas Nehrine bakan şehre, Guayaquil’e hoşgeldiniz.